Sosyal medyayı nasıl kullanıyorsunuz? Haber almak için mi? Başkalarının hayatlarından haberdar olmak için mi? ‘Ne kadar güzel/ özenilesi’ bir yaşamınız olduğunu göstermek için mi? Yoksa farklı bir nedeniniz mi var?’ Cevabınızı verdikten sonra buyurunuz bugünkü blog yazısına.
Röntgencilik
Röntgencilik (voyörizm / gözetlemecilik), başka insanların cinsel davranışlarını ve cinsel bölgelerini gizlice gözetleme tutkusudur. Perde aralığından gözetlemekten, filmlerdeki seks sahnelerine saplanmaya kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde, her türlü cinsel doyuma yönelik gözetleme ile ilgili gizli eylem, röntgencilik kapsamına girer. Röntgenciliğin cinsellik dışında da boyutlar vardır.
Bebeklik ve röntgencilik
Bebekler, dış dünyadaki gerçekleri ve nesneleri gözleriyle alır ve içine aktarır. Baktığı şeyin kendisi olduğuna, kendisinin olduğuna inanır. Gözleriyle izleme zamanla dokunmaya dönüşür. Artık dokunduğu her şey onundur. Bu yüzden de yerde ne bulsa eline alır ve ağzına götürür. Böylece bulunan ve yutulan, ‘kendisi’ olur. Büyümeyle birlikte bu davranışından kurtulur. Aşırı merak ve gözetleme duygusu bulduğunu yutma isteği yerini, sağlıklı öğrenmeye ve öğrenme tekniklerine bırakır, yani görerek- yutarak kendileştirme biter. Ancak bu aşamaya erişememiş çocuklar ve bu aşamada takılı kalmış yetişkinler, kapı deliklerinden bakmaya bayılırlar. Ve bu (yarım cinsel dürtüye saplanıp kalmış) kişiler, gözetlemeden yapamaz, cinsel doyumu sadece gözetleyerek yaşarlar. Yaşayanları da DSM-5 hasta olarak tanımlar.
Röntgencilik ve psikolojik sağlıklılık
Aslında bakmaktan, izlemekten tüm insanlar zevk alır. Plajdakilere, güzel bir heykele, yırtmaç arasından gözüken bacağa hemen herkes bakar. Başkalarına ait kapalı dolapları açma, yarısı gözüken bir mektubu okuma isteği de evrenseldir. Aralık bir perdeye ya da açık kalmış bir fermuara gözü takılmayan insan yoktur. Yoktur da asıl mesele göz değse bile ‘derin bakmamaktan’ bakmayacak kontrolü rahatça sağlamaktan geçer. Başkasına ait mesajı/ yazıyı okumamak- ‘özel’e saygı göstermek, hem erdem hem de psikolojik sağlıklılık göstergelerindendir.
Değmek ve dokunmak gibi duymak, tatmak ve koklamak da cinsel duygular doğurabilir ve cinsel dürtüleri kamçılayabilir. Bu nedenle röntgencilik sadece gözlemek değil, diğer duyu organlarıyla da bağlantılıdır. Komşuları gizlice dinlemek, kapalı bir kapının önünden geçerken kulak kabartmak, paralel telefonu kaldırmışken kapatmamak gibi durumlar da cinsel haz uyandırmasa da sağlıklı değildir. (Konuyla ilgili daha detaylı bilgilenmek isteyenler, özellikle Gökçe Cansever’in Freud’la ilgili kitabını okuyabilir.)
Röntgencilik ve Ekho
Kuru ve soğuk bilimsel bilgi yeter diyorsanız, mitolojik bir öyküye geçeyim:
Ekho, yalnız dolaşan, Tanrı ve insan topluluklarından kaçınan, inanılmaz güzellikteki sesiyle şarkılar söyleyen ve flüt çalan bir periymiş. Sesi her tarafta yankılanan, her türlü sesi taklit edebilen Ekho, yeryüzüne inip peri kızlarıyla çapkınlık yapan Gökler Tanrısı Zeus’a hizmet edermiş. Zeus’un karısı Hera, çapkınlık yapan kocasını ‘basma’ya geldiğinde, bizim peri,
Hera’yı lafa tutup, oyalarmış. Ama Hera, bu kurnazlığı ve aldatıldığını bir gün fark etmiş ve Ekho’ya:
- ‘Madem ki sen beni dilinle kandırdın, sesleri taklit edip oyaladın, ben de seni cezalandıracağım. Dilini kısacağım’ demiş.
Gerçekten de o günden sonra Ekho, hiçbir zaman söze önce başlayamaz, dilsiz gibi durur, ancak kendisine bir şey söylendiği zaman işittiği son heceyi tekrar eder olmuş.
Eğer tüm bunların sonunda hala sosyal medya kullanım şekilleriyle ilgili bir yorum bekliyorsanız, iki net sonuç çıkar ortaya. 1-Bilim gerçeği, mitoloji gerçeğin öyküsünü verir bize. 2- Özenle hazırlanmış ve çoğu kez ‘sahte’ mutluluk/ sahip olunanları sergileyen sosyal medya araçlarını ve yöntemlerini kendinizi göstermek ya da gözetlemek için kullanıyorsanız psikolojik sağlılklılığınızı sorgulayın derim.