Birkaç çeşit baba yokluğu vardır. En belli başlıları:
- Evde olan ama iş yoğunluğu vb. nedenlere bağlı olarak çocukla teması az olan baba yokluğu
- İş nedeniyle genellikle ev dışında olan baba yokluğu
- Depresyon, kanser vb. hastalıklar nedeniyle baba yokluğu
- Annenin boğucu ve/veya aşırı koruyucu tutumu nedeniyle bir şekilde önemsizleşen role bağlı baba yokluğu
- Boşanmayla ilişkili çeşitli nedenlerle hafta sonu ve/veya saatle birlikte olmanın yarattığı baba yokluğu
- Küçük yaştayken vefata bağlı baba yokluğu
Her bir baba yokluğu çeşidinin çocuk üzerindeki etkisi farklıdır. Baba yokluğunun çeşidi denli
- Annenin kişilik yapısı
- Kardeş varlığı
- Akraba ilişkileri
- Evdeki kural/ kuralsızlık
- Çocuğun cinsiyeti
- Çocuğun kişilik yapısı
- Çocuğun yaşı ve yaşının mental/ psikolojik ve fiziksel durumunun yaşla uygunluğu
gibi faktörler ve tüm bunların etkileşimi, çocuğun baba yokluğuna verdiği reaksiyonu belirler. Baba yokluğunun bireye etkisini, konuyla ilgili tüm faktörlerin etkileşiminin çeşitli matematiksel ve/veya olasılıklar yoluyla hesaplayarak bulurum. Nasıl mı?
Baba yokluğu ve kendini algılama - kendine güven vb.
Bireyin baba yokluğundan etkilenmesi sadece yokluğun yaşandığı zamanla sınırlı değildir. Çocuğun geleceğine de etki eder. Örneğin kendini algılayışına, kendine güvene, kuracağı ilişkilere. Diyelim ki baba yokluğu iş nedeniyle ya da hastalıklara bağlı olarak yaşanıyorsa ve anne evdeki ‘disiplin’ anlayışını babayı da katarak sürdürdüğü duygusunu somut biçimde çocuğa veriyorsa, çocuk o dönemde daha az etkilenebiliyor. Buna karşın gelecekte kuracağı romantik ilişkilerde kadın erkek rollerinin etkileşimine yönelik eksik deneyimler ve bilgiler zorluklara yol açıyor. Öte yandan örneğin boşanmaya bağlı olarak baba yokluğu yaşanıyorsa, anne boğucu ve/veya boşandığı eşini açık ya da kapalı şekilde suçlayıcı tutum takınıyorsa, çocuğun hem o zaman biriminde hem de gelecekte hem kendini algılama ve kendine güveni hem de diğerlerine güveni ciddi biçimde zarar görüyor. Açıklayayım: ‘Ben yeterince iyi olsaydım, yaramazlık yapmasaydım, annemle babam boşanmazdı. Babam yok olmazdı’ türündeki cümlelerle çocuğun kendini algılaması negatif yönde seyrediyor. Geleceğe de ‘Ben yeterince iyi olmazsam terk edilirim’ korkusu bulaşıyor. Hele bir de anne bir nedenden boşanmayı içine sindiremiyor ve çocuklarına babayı negatif gösterecek şekilde davranıyorsa, çocuk baba yokluğunun yanı sıra ‘Sevmek – evlenmek zayıflıktır. Bak annem ne kadar üzülüyor. Ben kimseye bu kadar teslim olmayacağım. Zaten bütün erkeklerin kötüdür.’ düşüncesini geliştirebiliyor. Baba yokluğunu aynı faktörlere bağlı kalarak erkek çocuğu açısından açıklayacak olursak da ‘Babam erkek ve kötü. Ben de erkeğim. Ben de mi kötüyüm.’ ya da ‘Ben babam gibi olmayacağım ve hep annemi koruyacağım.’ gibi bir bilinçaltı mesajla yaşanabiliyor.
Lafın özü; hangi yaş da olursa olsun bir çocuk için baba yokluğu zordur. Bu nedenle babaysanız,
- İşiniz, sağlığınız, zorunluluklarınız ne olursa olsun, az zaman geçirebiliyor olsanız da, çocuğunuzla dolu dolu oynayın, konuşun, yaşayın!
Ve anneler,
- Çocuğunuzun hayatında en az sizin kadar babasının da önemli olduğunu hatırlayın ve nedeni ne olursa olsun evladınıza babasını kötü göstermeyin, baba yokluğunu yaşatmayın.
Ve yetişkinler,
- Bir nedenden baba yokluğu yaşadıysanız yaşamınıza etkilerini sorgulayın ki, hayatınızı baba yokluğuna bağlı yoksunlukların etkisiyle yaşayıp gitmeyin.