2015 yılında ilk basımı yapılan 19 kadının gerçek yaşam öykülerinden uyarlanan ve yazar geliri şiddet gören kadın ve çocuklara bağışlanan, ‘ARTIK BEN’ isimli kitabımın içinde yer alan manifestoyu paylaşmak istiyorum bugün.
1.Bir insandan büyük/ güçlü olmak, anne – baba ya da koca olmak ona, bir kadına vurma/ dövme hakkını vermez!
2.Kontrolsüzlük, erkek olmanın doğal sonucu değildir!
3.Dayaktan da ağır sözler vardır. Hiç kimse hiçbir nedenle erkek olmanın arkasına sığınarak, bir kadına bunları söyleyemez, aşağılayıcı ve onur kırıcı biçimde davranamaz.
4.Sevgi ve şiddet yan yana olamaz!
5.Bir kadının bedeni kendisine aittir! Kocasına ya da ailesine değil!
6.Homoseksüellik ya da biseksüellik, heteroseksüellik kadar doğaldır. Hastalık değildir. Cinsel kimliğini yaşamak her kadının doğal hakkıdır.
7.Bekaret bireysel bir seçimdir.
8.Bir kadının rızası olmadan onunla seks yapmak, yapan/ yapmaya çalışan kişi kocası/ sevgilisi bile olsa tecavüzdür.
9.Aşk yapmak ile seks yapmak birbirinden farklıdır.
10.Kadınların aşk yapabilmeleri için, erkeklerden farklı olarak bedenlerinin ve ruhlarının uyarılmaya ihtiyaçları vardır.
11.Sözünü tutmamak, bir kadını kendi düşünce ve çıkarları doğrultusunda yönlendirme amaçlı manipüle etmek, erkeklik olamaz.
12.Kadın erkek herkesin düşünce ve inanç özgürlüğü vardır.
13.Sevmek her şeyi affetmeyi getirmez/ gerektirmez.
14.Bir erkeğin kişisel zayıflıklarını kapamak için ‘Ama seni seviyorum’un arkasına sığınması korkaklıktır ve yaşanandan dahi kötü sonuçlar doğurur.
15.Kadınların yaşadıkları sorunları daha çok somatize etme (bedensel hastalıklara dönüştürm) eğilimleri olduğundan, (bastırma ve yok saymanın sorunun çözmeyeceğinin bilincinde,) beden ve ruh bütünlüğü koruyacak şekilde hareket etme sorumlulukları vardır.
16.Cinsiyeti ve/veya cinsel kimliği nedeni ile iş yerinde mobinge uğrayan kadınların, adli mücadele yolunu tutarak haklarını savunmaları gerekir.
17.Evli, çocuklu ve başarılı üstelik de mutlu kadın olmak mümkündür. Kadın kariyer ve evlilik seçimi arasında bırakılmamalıdır.
18.Tayin/ terfi ve performans gibi değerlendirmeler adil ve somut ölçülerde, açık ve dürüst şekilde cinsiyet farkı göz etmeden uygulanmalıdır.
19.Evlenmemek bir kadının arzusu ya da aradığını bulamamış olması gibi bir sürü nedenden kaynaklanabilir. Kocası olmamak bir kadını küçültmediği gibi, evli olmak da bir kadını yüceltmez.
20.Aynı şekilde anne olmak ya da olmamak da kadının değerini belirlemez.
21.Aşk vardır! Ama aşkı kadın ve erkek birlikte yaşatır ve çoğaltır.
22.Sevginin ve ilişkinin devamından sadece kadın değil erkek de sorumludur.
23.Erkeklerin, sevgi göstermedeki tutukluklarını bırakmamak için yetiştiriliş ve erkek (!) olmaya bağlamaları, zayıf bir savunmadan başka bir şey değildir.
24.Çocukluğun geçtiği aile ortamının huzuru ve değerler sistemi bireyi etkiler. Ancak yetişkin olmak geçmiş yaralardan kurtulup kendi değerler sistemini oluşturmak demektir.
25.Aldatmak erkeğin doğasında yoktur! Tıpkı aldatılmayı kadının doğal kabul etmesi gerekmediği gibi. Aldatma bir tercihtir (kadınlar da aldatır) ve aldatmaya karşılık verilecek tepki, bireysel tercihlere bağlıdır.
26.Sevgi ve saygı beslemediği evliliği bitirmek kadının doğal hakkıdır.
27.Her şey var olduğu zamanda ve şekilde güzel ve anlamlıdır. Geçmişe, iyi ya da kötü anılara takılı kalmak kadını zayıflatır. Durmak ölümdür. Her şey gibi kadın da gelişimini sürdürmelidir.
28.Ruhsal ve zihinsel gelişim kadının çabasına bağlıdır. En zor ve kötü koşullarda bile gerçekten çaba gösteren her kadın, hayatına sahip çıkma ve yaşama hakkına ulaşır.
29.Kadın parasız, ailesiz kalabilir, ama umudunu yitirmemelidir. Her zaman bir çıkış yolu vardır!
30.Her kadının yapabileceği bir iş ve kendi ayaklarının üstünde durma zorunluluğu vardır.
31.Çalışmak ve para kazanmak, işini en iyi şekilde yapmak kadını özgürleştirir ve saygınlığını arttırır.
32.Kimi düşünceler ve değerler moda gibi gelip geçse de kadının birey olma ve insanca yaşama hakkı her zaman varlığını sürdürecektir.