Karar vermek bazı insanlar için zordur. Kişilik yapısı, olgunluk, farkındalık, seçimlerine ve eylemlerine yönelik sorumluluk alma ve sonucu göğüsleme gibi birçok faktörden kimilerinin sağlıklı biçimde düşünsel ve eylemsel olarak organize olmaması, karar vermekte zorlanan insanlarda görülen durumlardandır. Genel anlamıyla karar almada sorun yaşamasa da özellikle duygusal çatışmalar söz konusu olduğunda karar almak ise hemen herkes için (en azından ilk anda) zordur.
Duygusal Çatışmalar, Arzular ve Bedeller
Birbiri ile çelişen iki isteğin çatışması ya da bedele bağlı olarak istenenin zorluğu duygusal çatışma yaratan en temel iki konudur.
Hayatta bedelsiz hiçbir şey yoktur. Sevmenin, ayrılmanın, başarılı olmanın, çocuk yetiştirmenin, öğrenmenin, özgürlüğün her şeyin ama her şeyin bedeli vardır. Mesele; arzunuzun/ amacınızın sizin için değeri ile ödeyeceğiniz bedel arasındaki farkın, arzunuz lehine sonuç çıkartmasıdır. Bedeli ödemeye razı olmadığınızda yahut ödeyeceğiniz bedel sizin için önemli başka bir faktör ile çatıştığında ise başlar Orta Çağ’daki 4 atla yapılan işkence gibi bir ruhsal işkence. Arzu/ hedef bir ata, bedeller diğer ata, bedellere bağlı kayıplar üçüncü ata, arzu/ hedeften vazgeçmenin bedeli dördüncü ata bağlandığında, hayat kırbacını 4 ata birden aynı anda şaklattığında bence, bütünlüğünü korumanın tek yolu değerler sistemindeki sağlamlıktır.
Değerler Sistemi
Tüm dini ve din dışı inançlar, gelenek ve görenekler, yetişilen aileden aldıklarının dışında bireyin deneyimleriyle öğrendiklerinin yanı sıra okuyup düşünerek geliştirdiklerinin bütünüdür ‘değerler sistemi’. Aynı ailede büyüyen iki kardeşin bile bazı konularda birbirinden farklı olmasının doğallığınca doğaldır her bir bireyin değerler sistemini oluşturan temel taşlardaki farklılıklar.
Konumuz açısından değerler sisteminin önemi, doğru kararı seçme, uygulama ve sorumluluğunu üstlenip, bedelleri ödeyerek ‘keşke’lerden ve duygusal çatışmalardan uzak bir yaşam sürebilmede öne çıkar.
Şu ana dek ‘değerler sistemi’nize yönelik detaylıca düşünmediyseniz duygusal çatışmaların baskısını sıkça yaşadığınız, bilimsel nitelikli ilk hipotezim olacaktır. Hemen ardından gelecek ikincil ve üçüncül hipotezlerim ise çokça ‘keşke’niz olduğu ve/veya bedelleri hesaplamada hata yaptığınız yönündedir. Birinciyi yani önemli kararlarınızda duygusal çatışma yaşadığınızı kabul ediyor, ama ‘keşke’nin az olduğunu ve bedelleri doğru hesapladığınızı düşünüyorsanız, farkındalığınızın düşük olduğu dördüncü hipotezim olarak sahnede yerini alır.
Farkındalık
Farkındalığı yükseltmek, dört at dört ayrı yöne çekiştirirken gelecekte de iyi duygular ve sonuçlar uyandıracak bedelleri ödeyerek karar vermek için ne mi yapmalı? Değerler sistemini oturtmalı. Nasıl mı? (Merak etmeyin ve sokmak için çıkarttığınız iğneyi geriye koyun, çünkü ‘terapi alın’ demeyeceğim. Terapi isteğinize bağlı bir durumdur. Yapabiliyorsanız, kendi kendinize yapmanız için yollar üretme amaçlı yazılıyor bu yazı.) Dizi- film seyrediyorsunuzdur ya da az da olsa internetten de olsa bir şeyler de okuyorsunuzdur ya hani, zamanınızın bir bölümüyle biraz ahlak felsefesi, biraz filozofların temel düşünüşlerini okumaya ne dersiniz? Sarmadı mı? Peki, hemen size farkındalık dükkanından yeni bir malzeme çıkartırım. Oturun ve neye/ nelere/ neden inandığınızı, sizin için önemlilerini ve niye önemli olduklarını yazın. Örneğin dürüstlük, adalet, iyilik… Sonra bunları önem sırasına göre sıralayın. Sıralamanın sağlamasını da bir matematik problemi çözer gibi iki değeri birbiriyle çatıştırarak yapın. Alt sıradaki bir değerle üst sıradaki bir değer çatıştığında bile görece egonun işi kolaydır. Daha değerli, önemli olanı seçerek ego bütünlüğünü koruyabilirken birbirine çok yakın iki değer çatışırsa ne olur dersiniz? Örneğin dürüstlük ile dürüstlüğünüz neticesinde başkasını çok üzeceğinizi ve hayatını kökten değiştireceğinizi görmek. Doğruyu bilmek ve söylemek inancı ile diğerinin doğruya duymak istemediğini anlamak gibi.
Hiç kimse hayattaki her şeye hazır olamaz. Duygusal çatışmalar, zorlu kararlar, beklenmedik durumlar ve zorluklar kaçınılmazdır. Olympos’taki Kader Tanrıçaları’nın ne zaman ipi eğirip, dokuyup, makası kullanacağını kimse bilemez. Bilebileceğimiz tek şey, o zor an geldiğinde değerler sisteminin ışığında karar almak, dayanmak ve yürümektir…