‘Niye oldu tüm bunlar? İnsanoğlu geliştirdiği teknolojiye, ilerleyen bilime ve tüm hızla çalışan haberleşme kaynaklarına rağmen neden bunlar yaşanıyor?’ a ilişkin fikirlerimi anlatmayacağım. Ben psikoloğum. Fikrin değil, bilimin konuşmasına en çok ihtiyaç duyulan günlerdeyiz. Bu nedenle; toplumun saygı, sevgi ve güvenle birleşmesine katkıda bulunma amaçlı, aynı zamanda bireysel zayıflıklarımızı fark edip güçlendirme odaklı bir yazı okuyacaksınız korona günlerinde bugün.
‘Gönüllü Kahramanlar’ – ‘Zoraki Kahramanlar’
Aynı nedenle olağanüstü bir fedakarlıkla ve de kahramanca çalışan gönüllü kahraman sağlık görevlileri temel öznem olmayacak yazımda. Sağlık çalışanlarının gösterdikleri olağanüstü performans, inanç ve kararlılık, döndükleri evde ailelerine yansıyanlar ve ailelerinin hissettikleri/ yaşadıkları, koşullar ve koşuların ve nedenlerinin gelecekte daha net ve doğru şekilde değerlendirileceğini düşünerek. Şimdilik susacağım, sadece yazının sonunda tek bir cümle kuracağım.
Aynı şekilde bankacılar, market/bakkal/su çalışanları, temizlik ve ulaşım görevlileri ya da işlerine devam etme durumunda olanlardan da bahsetmeyeceğim. Yıllar önce izlediğim Dustin Hoffman’ın ‘Zoraki Kahraman’ filmindeki zoraki kahraman rolü de ana öznem değil gönüllü kahramanlar gibi. Ama şunu çok rahat söyleyebilirim: ‘Yaşlılar misafirimizdir’le başlayan ve ‘Zor Günlerde Dayanıklılık’ ile devam korona günleri yazılarından sonra günlerdir sadece 140 karaktere sığdırmaya çalıştığım bir tweet ile sınırla kalmamın nedenidir gönüllü kahramanlar ve zoraki kahramanlar.
Her İnsan ‘tek’ tir!
Psikoloji biliminin temel kurallarındandır: ‘Her insan tektir! Özeldir! Bu nedenle tüm insanları kapsayacak, herkese fayda sağlayacak, haksızlığa yol açmayacak, yaşananların zorluğunu, bireysel dayanıklılık farklılıklarını, cesaret ve kararlılık tonlarını ve daha birçok faktörü düşündüğümde, herkese iyi gelebilecek ve de okunacak kadar kısa bir yazı yazmakta zorlandığım için durdum ve bekledim.
Artık hazırım. Kabaca ayıracak olursam bugünlerde 4 tip insan grubundan söz edebilirim:
*Gönüllü kahramanlar ya da zoraki kahramanlar ilk grubu oluşturuyor. Yani her gün evden çıkıp ‘işe’ gidenler.
*Evinden çalışanlar.
*Hiçbir şey yapmadan ya da minimumda hareketle gündelik ev hayatını sürdürenler.
*Evden çalışıp ya da çalışmıyorken ‘yaşamını’ anlamlı geçirme kararlılığı ve çabasında olanlar.
Önce bir bakın bakalım siz hangi gruptasınız?
Tercihen mi zorunluluktan mı?
Sizi siz yapan fiziksel, zihinsel ve ruhsal/manevi boyuttaki değerler neler? Bunları nasıl kullanıyorsunuz? Bireyci mi? Bencil mi? Sadece toplum için mi? Toplumu da kapsayacak şekilde mi? Hatta daha ötesi insanlığı/ tüm canlıları/ evreni umursayarak mı? Sahi sizin yaşamınızın amacı, anlamı ne?
-Yine Gönüllü ya da zoraki kahramanları ayrı tutarak- Hangi gruba girerseniz girin (ya da geneli açıklama çabama rağmen) 3 grubun dışında da kalsanız yaşlıların ‘nevi şahsına münhasır’ dediği kendine özgü bir yapıya da sahip olsanız, yukarıdaki soruları ciddiyetle kendinize sormanızı ve içtenlikle cevaplamanızı öneririm. Niye mi? Çünkü içinde bulunduğumuz koşullar hızla bitmeyecek!
Korona Günlerinde Karar Alma Dayanıklılık ve Yaşamın Anlamı
Kısa sürede biteceğine yönelik kendinizi kandırmanız kendi kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Yapmayın bunu kendinize! Ne mi yapın? Somutlayayım mı? Buyrunuz sıralayayım:
*Hayatın size sunduğu özgür olma ve karar alma hakkını kullanın. Kararınız ne? Enseyi karatmak mı? Gerçeğin fotoğrafını çekip, pozitif bakarak, bedelleri hesaplayıp, tercihini yapmak mı? Durmayın yeter, karar verin ve seçin.
*İster adına dini/ manevi inanç deyin; isterse sorumluluk, vicdan, değerler gibi kavramlardan hareket ederek bireysel inanç deyin, (adından bağımsız olarak) ‘diğerlerini’de düşünerek hareket etmeye yönelik gerçekçi planlamaya gidin.
*Bugünlerin bize getirdiği hayatın anlamını yeniden sorgulama zorunluluğundan özgür iradenizle anlam üretmeye ve tecrübeler geliştirmeye yönelik kararlar alın. Sadece şu kiloda olmak, şuna sahip olmak değil, daha çok çocuğa destek vermek, daha iyi öğrenmek, dünya için daha az plastik kullanmak gibi kararları alın ve uygulayın.
*Hayattaki anlam arayışını bir lüks, şımarıklık olarak görmeyin. (Kahramanlar’ı ayrı tuttuğumu tekrar belirterek) ister evde pinekleyin ister çalışın, dayanıklılığı, devam etme gücünü insana ‘anlam’ın verdiğini anlayın!
*Hastalıkla ilgili kaygılarınızı doğal kabul edin. Belirsiz olanla mücadele etmek yerine ‘ne olursa ne yapacağınızı’ bilin. Kenara koyun ve devam edin. İndir kaldır aynı şeyi düşünmeyin.
*Kontrol edemediklerinize odaklanmayı bırakın. Kontrol edebildiklerinize odaklanın. Seçin, karar verin, planlayın ve her gün o plan doğrultusunda amaca bir adım daha yaklaştığınızı hissederek ilerleyin.
Çünkü bilin ki yaşamın anlamı insandan insana hatta aynı insanda değişik zamanlarda farklılık gösterse bile yaşamın anlam ve amacına yönelik bütünlüğe ulaşmış olanlar hem daha dayanıklı hem de hayallerinin kahramanı oluyor…
Tüm kahramanlara minnet ve saygıyla, kendi inanç sistemimle onlar ve sevdikleri için en iyileri dileyerek…
(Not: Kendisi de bir hekim olan korona günlerinde kliniğini kapatarak hastaneden eşi dönene dek oğluyla evinde kendi yaşamın anlamı anlayışına uygun olarak vakit geçiren dostum ne dedi geçen hafta bana biliyor musunuz? ‘Bize bir şey olursa oğlumu yalnız bırakma’…)