4.7.2020 tarihli yazımda aldatılan kadınları, duygularını yazmış ve Zeus ile Hera’nın aldatmalarla dolu evliliklerini anlatan mitolojik bir öyküyle de konuyu öyküleştirmiştim. Aynı yazıda, aldatma üçgenindeki evli olmayan kadını ‘öteki kadın’ olarak tanımlamış ve eklemiştim: ‘Öteki kadın’ kavramını aldatılan kadınların hissettiklerinin etkisiyle kullandıkları aşağılayıcı kavramları kullanmamak için kullandığımı hemen belirteyim. Ve ‘öteki kadın’larla ilgili tespit ve düşüncelerimi, deneyimlerimi de haftaya yazacağımı ekleyeyim. ‘Öteki erkek’ler ise başka bir yazının konusu olsun. Evet evet, kadınlar da aldatır üstelik de sanılandan daha çok sayıda!)
Bir Kadın Neden Öteki Kadın Olur?
Eğer ‘öteki kadın’ olmaya yönelik negatif sıfatlar sıralayacağımı sanıyorsunuz yanılıyorsunuz. Ben ahlak felsefi ile uğraşan biri değilim. Psikoloğum! Dolayısıyla mesleğimin temeli yargılamamak, anlamak üzerine kuruludur.
Her insan farklıdır. Her aşk hikayesi de farklıdır. Hal böyle olunca ‘öteki kadın’ olmanın da nedenleri farklıdır. Çalıştığım ‘öteki kadınlar’ açısından en çok karşılaştığım nedenleri ve durumları sıralayacak olursam:
*Mutsuzdu. Bana boşanma evresinde olduğunu söyledi.
*Çocukları için evli kaldığını, karısıyla arasında hiçbir ilişki olmadığını söyledi.
*Bizimkisi cinsellikle başladı. Seks amaçlıydı. Sonradan âşık oldum.
*Evli olması beni bağlamaz. Bu karısıyla onun arasındaki bir durum/ sorun. Seks dışında bir beklentim yok.
*Çok iyi arkadaştık. Nasıl oldu bilmiyorum, âşık olduk. Çok üzgünüm. Karısı ve çocukları için de üzülüyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum.
*Karısıyla çok gençken evlenmiş. O çok ilerlemiş, karısı onu anlamıyor. Karısı sadece imkanları için evliliği sürdürmek istiyor.
* Karısından boşanamaması vicdanından. Ben hayat arkadaşıyım! Eşi dahil sosyal çevresi beni biliyor. Bana olan sevgisinden eminim. Karısının girdiği sosyal çevreyle beni soktuğu sosyal çevre birbirinden farklı.
*Çok gençken tanıştım. Tanıdığım ilk erkekti. Elinde şekillendim, artık gitme arzum da kalmadı ama ben çocuk istiyorum ve o istemiyor.
Karısının ‘elinden’ almak üzere plan yapan, evliliği yok etmek ve kişisel hırslarını tatmin etmek üzere hareket eden yani stratejik düşünen ve ilerleyen, bu ruha uygun kadınlar yok mudur? Vardır elbet, ama o ruhlar ve bilişsel yapı ile hiç çalışmadım.
Zeus’un en çok bilinen ‘öteki kadınlar’ına bakacak olursak uzun bir listeyle karşılaşırız. (Afrodit’in annesi) Dione, Okyanus Tanrıçası, Leto, (Heracles’İn annesi) Alkmene, (Avrupa kıtasına adını veren) Europa… Bahsi geçen mitolojik kadın kahramanların hepsi Zeus’un aldatmacalarıyla Zues’la ilişki yaşamış ve çocuk dünyaya getirmiştir. Zeus’tan hareketle bütün erkekleri ‘temel aldatıcı’ olarak mı tanımlıyorum. Hayır! ‘Öteki Kadınlar’ın aldatma üçgenindeki paylarına tolerans mı gösteriyorum? Elbette hayır! Hera olmanın zorluklarını yaşayan kadınları kutsallaştırıp hatasızlaştırıyor muyum? Yine hayır!
Her tür sorunda olduğu gibi sorunun oluşmasına kimin ne denli katkısı varsa yüzleşmeli diyorum! Sadece bir kişiyi sorumlu tutmak ne gerçekçi ne de çözümcül olur diye de ekliyorum. Ve ‘aldatılan kadın/ öteki kadın’ konusunu şimdilik; ‘Her ilişkisel aldatma, kendini aldatmadır ve psikolojik açıdan sağlıksızdır!’ diyerek kapatıyorum.