Okullar açıldı. Bazı okullarda Covid-19 tespit edilip, kapatıldı bile. Anne babaların zihinleri karışık. Durum böyle olunca özellikle küçük çocuklarımız ve okulların açılmasına ilişkin yazmak farz oldu. Baştan söyleyeyim. ‘Bu durumda okullar açılır mı?’ diye lafa girmeyi popülist bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. ‘Tüm çocuklar okula gitmeli’ düşüncesi de bana göre, eksik verili ve hatalı bir değerlendirme. Bir psikolog olarak veriler ve bilimsel kaygılar/ sonuçlarla ilgili düşünce üretmek durumundayım.
Okulların Açılması ve Psikolog Değerlendirmesi
69 -71 ay arası çocukların velilerinin isteğine bağlı olarak 1 yıl daha okula geç başlayabilmesi hakkı verildi. 66-68 ay arası ilkokula 1’e kayıt isteğe bağlı hale getirildi. 72 aydan büyük çocukların ise ilk okula kaydı zorunlu oldu. Ana okulu ve sınıfları için de durum benzer.
Peki meslekte 32 yılı geride bırakmış bir psikolog olarak ben ne düşünüyorum?
Her zaman olduğu gibi her insanın ‘biricik/ benzersiz’ olduğu ile başlamalıyım düşüncelerimi açıklamaya. Bu nedenle Covid-19 olmasaydı da okul çağındaki her çocuk aynı oranda okula başlamaya hazır olamazdı. ‘Neden aynı yaşlardaki bazı çocuklar okula hazırken, bazıları değildir? Ya da ‘Hangi özellikler okula başlamaya hazır olduğunu gösterir?’ sorularına cevaplarla düşüncelerimi açmalıyım.
Okulların Açılması ve Anne Bağımlılığı
Okula başlamadan önce kişisel temizliğini yapabilen (yani kakasını/ çişini yapıp temizleyebilen) ve fiziksel olarak beklenen yaş ortalamasına uygun fiziksel becerileri gelişmiş (kâğıt kalem tutabilme vb.) tüm çocuklara teoride ilk okula başlamaya hazırdır. Ancak; bazı özel koşullar bunları yapabilseler bile bazılarının okula başlamaya en azından yeterince hazır olmadıklarını gösterir. Bu özel koşulların başında da psikolojik açıdan birinci sırayı anne (anne yerine geçen) bağımlılığı, anneden kopamama sorunu görülür. Duygusal açıdan olgunlaşmasına, kendi başına yemesine/ yatmasına izin verilmemiş, tek başına kendi kendine kalıp oynayabilme becerisinin gelişmesine olanak tanınmamış çocuklar anneden (anne yerine geçenden) uzak kalıp okula başlamada geçmiş yıllarda da sorun yaşadılar. Şimdi de yaşayacaklar.
Covid-19, Maskeler ve Öğretmenler
Ebeveynden birinde hastalanma kaygıları, panik ataklar, temizlik vb. takıntılar varsa daha da zorlanacaklar. Çünkü geçmiş yıllarda, gülümseyerek karşılayan öğretmenler vardı. Çocuğu kucaklayarak selamlayan, elinden tutup sınıfa sokan, gülümseyişinin ışıltısını çocuklara ulaştıran, anne babalar kadar değerli öğretmenler. Bu sene onlar yoklar. Varlar da yoklar. Neden mi? Hepsi maskeli, siperlikli de ondan. Zaten evden uzaklaşmanın doğal kaygısını yaşayan ana sınıfı ya da ilk okul birinci sınıf çocuğunu alın. Maskeler taktırın. Sonra yabancılık çekeceği ortama sokun. Bir de üstüne maskeli ve siperlikli öğretmenlerle karşılaştırın. Sonra da iyi uyumlanmasını, hızla ve doğru şekilde öğrenmesini bekleyin. Olur! Şaka yapıyor olmalısınız?
Covid-19 ve Okula Yeni Başlayan Çocuk
Peki ne yapmalı? Okula göndermemeli mi? Okula gitmezse, yaşıtlarından geride kalırsa ne olacak? ‘Alışsın dünya çok uzun zaman daha böyle’ mi demeli? Maskelerin ve şefkatle karşılanıp, zorlandığı yerlerde gülümseyerek yanına oturup desteklenmelerin olmadığı bir dünyaya adım mı attırmalı?
Her çocuğun biricikliği gibi her ailenin de öznel koşulları biriciktir. Bu nedenle her aile çocuğunu okula başlatıp başlatmamaya, devam ettirip ettirmemeye kendi bünyesinde karar vermelidir. Ama hangi karara ulaşırsa ulaşsın tüm okula gidecek ya da online eğitime yeni başlayacak çocuklar için aileler, şu 3 temel noktaya önem vermelidir:
1-Çocuğun güvene ihtiyacı vardır. Dokunulmaya, şefkate, desteğe. (Başka bir blog yazısında verdiğim örneği hatırlayınız lütfen. Kısaca; pelüş giydirilmiş yumuşak ama biberonu boş maymun anne ve demirden yapılmış sert ama biberonu sütle dolu maymun anne arasında seçim yapmak zorunda bırakılan yavruları. Yavru maymunların beslenebilecekleri sert anne figürü yerine aç kalıp öldükleri pelüşten anne figürüne sarılmaya yöneldikleri deneyin gösterdiği acı gerçeği.) Covid- 19’a bağlı bedensel kısıtlar nedeniyle bu sene değerli öğretmenlerimiz küçük çocukların ihtiyaç duyduğu psikolojik desteği gereğince veremeyecek. Bu nedenle özellikle okula yeni başlayan çocuklarınızı bu duruma hazırlayınız.
2-Çocuğunuz bağımlı çocuk semptomları sergiliyorsa (sizsiz uyuyamıyorsa, eteğinize yapışıksa, siz ona yapışıksanız, sizsiz ya da çok iyi tanıdığı biri dışında kalamıyorsa) okula başlatma konusunda 2 kez değil, yukarıda açıkladığım birincil nedene de bağlı olarak 4 kez düşününüz.
3-Çocuğunuz okula başlamayacaksa evde kalma konforuna sahipse tabletle, oyuncakla istediği sürece oynamasına izin vermeyiniz! Zekanın %60’ının ilk 6 yaş içerisinde geliştiği keskin bir saptamadır. Aynı zamanda ilk okula başlama çağı girişimcilik ve çalışma alışkanları geliştirme, kendini çalışkan olarak tanımlama açısından da büyük bir öneme sahiptir. Çocuğunuz evde kalacaksa açıkladığım nedenlere bağlı olarak, ne siz yatın ne de çocuklarınızın oyun salt oyun çocuğu olarak kalmasına izin verin. Öğretin! Neyi biliyorsanız, imkanlarınız neye izin veriyorsa, yetenekleriniz neye müsaitse öğretin! Örneğin iyi bir ana sınıfı eğitimi alan ortalama zekadaki 4 yaşındaki bir çocuğun şu matematik problemini doğru cevap verebildiğini bilin: ‘Diyelim ki sen 5 yaşındasın. Dünya güneşin etrafında 1 yıl döndüğünde sen kaç yaşında olursun?’ Evet evet, 4 yaşında ortalama zekada ve eğitim alan bir çocuk bu problemi çözebiliyor.
Covid-19’un ne zaman nasıl biteceği belli değil ama çocuklarımızın bu yaşlarının geri gelmeyeceği kesin. Ve her yaşta edinilmesi gereken beceriler ile aşılması gereken zorluklar olduğu ve mutlaka bunların tamamlanması gerektiği de! Çocuğunuzu okula gönderme ya da göndermeme kararı alıp uygularken, bunları da bilin istedim efendim.